Son günlerde sokak köpekleri ülke gündeminden düşmüyor.
Neredeyse memleket ikiye bölündü.
Bir tarafta "Köpekleri uyutalım" diyenler, diğer tarafta "Dokunmayın" diyenler.
Yani resmen köpek kavgası!
Bir yanda köpeklerin saldırısına uğrayan mağdurlar, diğer yanda hayvan severler.
Sokak köpekleri hızla çoğalıyor, bazıları savunmasız insanlara saldırıyor.
Bu saldırılarda hayatını kaybedenler bile var.
Yani görmezden gelemeyeceğimiz kadar önemli bir sorunla karşı karşıyayız.
Peki, çözüm ne?
Hükümet bir süredir bu sorunu çözmek için kanun hazırlığında.
Sokak köpeklerinin uyutulması gündemde!
Ama uyutulması dediklerine bakmayın, bildiğin öldürecekler.
Hani uyutmak kibarcası, gerçek adı: katletmek.
Şimdi sorarım size, bu doğru mu?
Bu hayvanların saldırısına uğrayanlar ve yakınlarını kaybedenler için belki doğru.
Ama insani açıdan yanlış.
Köpekler durup dururken insanlara saldırmaz.
Ya açtırlar ya da insanlardan şiddet gördükleri için kendilerini koruma içgüdüsüyle hareket ederler. Ancak günahsız insanlar da bu saldırılardan nasiplerini alıyor.
Ama çözüm, sandığınız kadar zor değil.
Nasıl mı?
Anlatayım.
Geçmişte göç eden leylekler için hastane kuracak kadar hassas bir toplumuz biz.
Bir zamanlar sokaklarda dansçı ayılar dolaşırdı, hatırlarsınız.
Şimdi bir tane bile kalmadı.
Çünkü devlet akıllıca bir adım attı.
Karacabey’de ayılar için rehabilitasyon merkezi kuruldu.
Hayvanlar toplandı, doğal ortamda tedavi edildi, rehabilite edildi.
Köpekler için de aynı şeyi yapmak zor değil.
Önce sokak hayvanlarının sayısını tespit etmek lazım.
Sonra da ihtiyaç kadar rehabilitasyon merkezleri kurmak ve köpekleri toplayıp doğal ortamda tedavi etmek.
Önce kısırlaştırarak kontrolsüz üremelerini engellemek, saldırgan olanları ayrı bölümlerde tedavi etmek, çeteleşmelerini önlemek.
Veteriner hekimlerin işi bu.
Türkiye’de yeterince Veteriner Fakültesi var, profesörler, doçentler, araştırma görevlileri, asistanlar, öğrenciler var.
Tedavileri de kısırlaştırmaları da yaparlar.
Bu hayvanlar ne yiyecek, ne içecek diye mi soruyorsunuz?
Kolayı var.
Yıldırım Belediyesi ilçedeki lokantalardan topladığı yemek artıklarından mama üretip sokak hayvanlarını besliyor zaten.
Nasıl yapılacağını öğrenmek isteyenler Oktay Yılmaz’a sorsalar, anlatır.
Görüldüğü gibi, sorunu çözmek sanıldığı kadar zor değil.
Yani uyutmaya, yani katletmeye gerek yok.
Fazla bir bütçe de istemiyor.
Bu hayvanların yaşayabileceği bir iklimde, kamuya ait milyonlarca dönüm boş arazi var.
Çevresini çitle çevirmek, tedavi için birkaç bina yapmak dışında maliyet de yok.
Zaten bu işin maliyetini de, Türkiye’deki hayırseverler karşılar.
Projeyi anlattım, detay isteyen yetkililer olursa seve seve veririm.
Bakın, işin özü şu:
Köpeğe canlı gibi davranırsanız, köpek de insana insan gibi davranır.
Sorunun çözümü basit ama biraz vicdan, biraz merhamet lazım.
Bu dünya sadece bize ait değil bunu unutmayalım.